Projenin en önemli çalışmalarından birisi, merkezi ve müstakil atıksu geri kazanım alternatifinin bir pilot bölge için karşılaştırılması olmuştur. Gerçekleştirilen çalışma sonucuna göre, merkezi atıksu geri kazanımı ve otellerin yerinde müstakil atıksu geri kazanımı yapmaları durumu karşılaştırıldığında, gerek mali analiz, gerekse de toplam fayda açısından merkezi atıksu geri kazanımı alternatifi ön plana çıkmıştır. Örneğin, mevcut olan merkezi atıksu arıtma tesisine ilave bir membran filtrasyonu yatırımı yapıldığında ve arıtılmış su otellere satıldığında, hem doğal kaynak kullanımı açısından, hem de ilk yatırım ve işletme maliyeti açısından, müstakil atıksu geri kazanımına kıyasla çok daha avantajlıdır. Merkezi atıksu geri kazanımı yapılması durumunda, arz ve talep dengelenmekte ve daha fazla miktarda atıksu geri kazanımı yapılması söz konusu olabilmektedir. Örneğin, çalışmanın gerçekleştirildiği pilot bölge örneğinde, merkezi atıksu geri kazanımı yapılması durumunda, müstakil geri kazanıma kıyasla en az %64 daha fazla su tasarrufu yapmak mümkün görünmektedir. Bununla birlikte, turizm tesislerinin yerinde müstakil atıksu geri kazanımı yapmaları durumuna kıyasla, toplam yatırım bedeli yaklaşık ¼ oranında daha düşüktür. Sonuç olarak, topoğrafyanın müsait olduğu, merkezi arıtma tesisi bulunan ve turizm tesislerinin lokasyonlarının uygun olduğu durumlarda merkezi çözümün öncelikli olarak irdelenmesi ve uygun atıksu geri kazanım politikası belirlenerek uygulama aşamasına geçilmesi önerilmektedir.
Merkezi atıksu arıtma tesisinin yeterli olmadığı, topoğrafyanın uygun olmadığı bölgelerde ve/veya şehir merkezlerinde bulunan turizm tesisleri için ise, müstakil ve yerinde atıksu geri kazanımı anlamlı görünmektedir. Ancak, uygulama kararının verilmesinde en önemli faktörlerden birisi finansal analiz sonucu olmaktadır. Bunun için, gerek karışık evsel atıksu geri kazanımı, gerekse de gri su geri kazanım alternatifleri, her bir alternatifte geri kazanılabilecek atıksu miktarları potansiyel kullanım amacına bağlı olarak karşılaştırılmalı ve maliyetleri incelenerek uygun yönteme karar verilmelidir. Bu amaçla, proje kapsamında hazırlanan “Oteller İçin Atıksu Geri Kazanım Hesaplama Aracı” kullanılabilir. Ancak hesaplanan değerlerin ortalama özellikler ve maliyetler dikkate alınarak belirlendiği unutulmamalı ve öne çıkan alternatif kendi içinde tekrar değerlendirilmelidir (örn. yatay olarak konumlanmış bir otelin gri su ayırma ve arıtılmış su tedarik hattı maliyeti dikey olarak konumlanmış bir otelden farklı olacaktır).
Hâlihazırda bir kanalizasyona bağlı olmayan ve alıcı ortama deşarj etme yükümlülüğü bulunan turizm tesislerinin, mevcut arıtma tesislerine ilave olarak ileri arıtma yapması ve atıksularını geri kazanması önerilmektedir. Bu durumda, ilave yatırımın geri ödeme süresi, şebekeden temin edilen su bedeline bağlı olmakla birlikte ortalama olarak 1 yıl civarında olacaktır. Bununla birlikte, özellikle birim su fiyatının yüksek olduğu şehirlerde bulunan (örn. İstanbul, İzmir vb.) ve sulama yapılan yeşil alanın büyük olduğu turizm tesislerinde (örn. oda başı sulanan yeşil alanın >100 m2 olduğu durumda) atıksu geri kazanımı karlı olacağı ve geri ödeme süresinin ortalama olarak <5 yıl civarında olacağı ön görülmektedir.
Atıksu geri kazanımının finansal olarak yapılabilirliğini etkileyen en önemli parametrelerden birisi birim su ve atıksu bedelleridir. Bu nedenle, su ve kanalizasyon idarelerinin, kaynakların sürdürülebilirliğini teşvik etmek ve su kaynakları üstündeki baskıyı azaltmak için ücret politikalarını gözden geçirmeleri önerilmektedir. Bununla birlikte su ve atıksu birim ücretlerinin kaynaktan temin edilen temiz su miktarına göre belirlenmesi, mümkün mertebe yatak başına alınan sabit atıksu ücreti uygulamasından kaçınılması, atıksu geri kazanım uygulamalarının yaygınlaşmasına katkı sağlayacaktır.